https://muhittinciftci.blogspot.com/

BİZDEN HABERLER

RUSYA TÜRKİYE'Yİ KISKACA'MI ALIYOR? İmf 'ye borcumuzun bittiğni ilşan ettiğimiz mayıs 2013'ten bu yana çeşitli sokak olaylarıyla çalkalanmaktadır. Ancak, işin aslı bu değildir. İşin aslı bana göre Rusya'nın ortadoğuda etkin bir dış politika yürütmesi ve genel olarak Türkiye ile taban tabana zıt kutuplarla çalışmasıdır. Nitekim '' GEZİ DARBE GİRİŞİMİ'' de bu olaylar silsilesinin ve birçok vatandaşımızın canına mal olan olayların ateşleme fitili olmuştur. Şöyle bir ortadoğudaki siyasi ve sosyal gelişmelere göz attğımz zaman ne görüyoruz: a) Suriye de rejimin zımmi olarak desteklenmesi, b) Hala Suriye de askeri varlığının olması, c) Hala suriyedeki silahlı terör örgütlerini ''silahlı terör örgütü' ilan etmemesi, d) Kırım' resmen elkoyması ve bunu oldubittiye getirme çabası, e) Türki Cumhuriyetlerle yeraltıkaynaklarıyla ilgili çeşitli antlaşmalar yapması( arama -çıkartma-pazara sevkiyat vs. ), f) Hala Ermenistan da nükleer santralinin olası ve karabağ sorunun da gözle görünür bir ilerleyişin olamaması, g) Bulgaristan, Romanya ve Avusturya ile doğal kaynaklar ile ilgili antlaşmalar yapması, h) Güney Rum Yönetiyle ile olan ekonomik ve diğer ilişkileri, göz önünde bulundurulunca acaba Rusyanın Türkiye yi bir nevi kıskaca alma opresyonumu yürüttüğünü hakkında derin düşüncelere gark etmektedir beni. T.C. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 24 dk. · Madde kullanımı ve bağımlılığının dünya çapında bir tehlike olduğunu vurgulamak amacıyla 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak belirlenmiştir. Ortaya çıkardığı sonuçlar sebebiyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir sağlık sorunu haline gelen uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı her yıl yüzlerce insanın hayatına mal olmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel kurulu tarafından 1987 yılında kabul edilen bu günde çeşitli etkinliklerle konunun önemine dikkat çekilmektedir. Madde kullanımı ve bağımlılığının dünya çapında bir tehlike olduğunu vurgulamak amacıyla 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak belirlenmiştir. Ortaya çıkardığı sonuçlar sebebiyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir sağlık sorunu haline gelen uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı her yıl yüzlerce insanın hayatına mal olmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel kurulu tarafından 1987 yılında kabul edilen bu günde çeşitli etkinliklerle konunun önemine dikkat çekilmektedir. Beğenmekten Vazgeç T.C. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü: 9 dk. · Madde kullanımı ve bağımlılığının dünya çapında bir tehlike olduğunu vurgulamak amacıyla 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak belirlenmiştir. Ortaya çıkardığı sonuçlar sebebiyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir sağlık sorunu haline gelen uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı her yıl yüzlerce insanın hayatına mal olmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel kurulu tarafından 1987 yılında kabul edilen bu günde çeşitli etkinliklerle konunun önemine dikkat çekilmektedir. Madde kullanımı ve bağımlılığının dünya çapında bir tehlike olduğunu vurgulamak amacıyla 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak belirlenmiştir. Ortaya çıkardığı sonuçlar sebebiyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir sağlık sorunu haline gelen uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı her yıl yüzlerce insanın hayatına mal olmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel kurulu tarafından 1987 yılında kabul edilen bu günde çeşitli etkinliklerle konunun önemine dikkat çekilmektedir. Beğenmekten Vazgeç TRT Avaz 16 saat · GÖNÜL ŞAMİLKIZI (ÖZEL DOSYA) Putin'in tezkere manevrası.. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna tezkeresinin iptalini istedi. Devlet Başkanının “ricası” üzerine 1 martta sadece birkaç saat içerisinde Rusya ordusunun Ukrayna’ya müdahalesine izin veren tezkereyi onaylayan Federasyon Konseyi’nin cevabı yine gecikmedi. Rus senatörler Putin’in açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden konuyu görüşebileceklerini açıkladılar. Ve Devlet Başkanına “hayır” deme tecrübesine sahip olmayan Federasyon Konseyi bugün Ukrayna tezkeresini iptal etti. Konunun bu kısmı zaten kimsede soru işareti bile doğurmuyordu… Soru şu: Putin 115 gün önce “Ukrayna’daki Rusları korumak ve kollamak” amacıyla kabul ettirdiği tezkereyi şimdi – Ukrayna’nın doğusundaki krizin doruğa ulaştığı, Donbass'daki Rusların bir kısmının Rusya'ya göç ettiği dönemde neden iptal ediyor? İkinci soru da şu: bu karar gerçekten Putin’in sözcüsünün ilan ettiği amaca – yani Ukrayna’nın doğusunda düzenin ve istikrarın sağlanmasına hizmet edecek mi? İki soruyla da ilgili çeşitli tahminlerde bulunmak mümkün. Küresel anlaşma mı? Gerek Rusya, gerek Ukrayna, gerek Batı basınında öne çıkan en önemli tahmin, bölgedeki krizle ilgili uluslararası düzeyde bir anlaşma olduğu yönünde. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun aslında ilk bakışta gerçekleşmesi zor görünen barış planını açıklayarak tek taraflı ateşkes riski alması; Putin’in açık şekilde bu planı desteklemesi; Ukrayna Rusya’nın Kiev Büyükelçisi Mihail Zurabov’un, Rusya liderinin dostu olan eski Cumhurbaşkanı Viktor Medvedçuk’un, Rusya yanlısı ayrılıkçı milletvekili Oleg Tsaryov’un, sözde Donetsk Halk Cumhuriyetinin Rusya vatandaşı Başbakanı Boroday’ın muhatap alındığı görüşmelerin gerçekleşmesi; ayrılıkçıların 27 Haziran’a kadar ateşkes ilan etmesi; Putin’le Obama arasında Pazartesi günü gerçekleşen telefon görüşmesi; Rusya Devlet Başkanının Avusturya ziyaretinde Güney Akım projesi ile ilgili anlaşmanın imzalanması ve nihayet Putin’in tezkerenin iptalini istemesi - bütün bunlar küresel çaptaki pazarlıklarda nihai olmasa dahi, ara sonucun belirtileri olarak gösteriliyor. Putin’i yaptırım korkusu ve Güney Akım mı vazgeçirdi? Rusya’yı bu anlaşmaya zorlayan en önemli iki faktörün ise 27 Haziran’daki AB zirvesi ve Güney Akım projesi olduğu bildiriliyor. 27 Haziran’da Brüksel’de Ukrayna AB ile ortaklık anlaşmasının ekonomi bölümüne imza atacak. Gidişata bakılırsa, Rusya’nın artık bunu engelleme şansı yok. Öte yandan, ABD Başkanı Barack Obama, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve diğer Batılı liderler, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki gerilimin azalması yönünde somut adımlar atmaması durumunda 27 Haziran’da yaptırımların üçüncü - sektörel aşamasına ilişkin karar alınacağını bildiriyor. Bu ise 27 Haziran’dan sonra Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı AB’ye kaptırma gibi jeopolitik kaybın yanı sıra, Rusya’nın bankacılık sektörünü ve dolayısıyla ekonomisini ciddi şekilde etkileyecek yaptırımlara maruz kalması anlamına geliyor. Bazı uzmanlara göre, Putin, Ukrayna tazkeresini iptal ederek birinciden az ağrılı olmayan ikinci darbeden sigortalanmaya çalışıyor. İkinci önemli faktör olarak Güney Akım’a dikkat çekiliyor. Rusya, AB Komisyonunun önceden de tekel endişesiyle karşı olduğu Güney Akım projesini gerçekleştirme konusunda ısrarlı. Ancak Ukrayna’daki gerilimle birlikte Batı’nın Güney Akım konusunda Rusya’ya yönelik ekonomik eleştirilerine yeni siyasi çalar eklendi. Avrupa Birliği’nin talebi üzerine Bulgaristan kendi arazisinde Güney Akım’ın inşaatını durdurdu. Bu, Rusya’ya çok ciddi sinyal idi ve görünen o ki, Putin sinyali aldı. Rusya liderinin tam da Avusturya ziyareti öncesinde Ukrayna tezkeresinin iptalini istemesi, hem de Kremlin’in Batı’yı Güney Akım konusunda ikna etme çabası olarak görülüyor. Batılı politikacılar özellikle Kırım’ın işgalinden sonra çok açık şekilde Putin’in sözlerine güvenmediklerini ifade ediyorlar ve somut güvenceler talep ediyorlar. Rus lider, Avusturya ziyareti öncesinde Ukrayna tezkeresinin iptalini isteyerek görüşmelere açık olduğunu sergilemek istiyor olabilir. Zorunlu manevra Öte yandan, Ukrayna tezkeresinin artık misyonunu tamamladığını söylemek de mümkün. Putin şimdi iptal ettirmek istediği tezkereyle (daha doğrusu, tezkerenin ihtiva ettiği saldırgan tutumuyla) Rusya toplumunun dikkatini bir süreliğine iç sorunlardan uzaklaştırmayı başardı. “Büyüklük” kompleksinden kurtulmayı başaramamış Rusya toplumunu bir süre avutacak “kahramanlık destanı” yazarak kendi reytinginin rekor düzeye ulaşmasını da sağladı. Ancak bütün zafer sarhoşlukları gibi, bu durum da geçici ve Putin bunun farkında. Daha resmen savaş ilan edilmeden Ukrayna’nın doğusundan Rostov’a, Belgorod’a, Krasnodar’a giden, sahiplerinin kimliği bile saklanan tabutlar, ailelerinden bile gizli defnedilen cenazeler, Donetsk’den ve Lugansk’taki çatışmalardan kaçıp Rus “kardeşlerine” sığınan göçmenlerin getirdiği ekonomik yük, süre uzadıkça ayrılıkçılar arasında yaşanan çatışmalar, "büyük kardeş"e kavuşma hayaline inanarak ayrılıkçılara destek veren ve "Novorossiya" ilüzyonu ile kandırıldığının farkına varan Donbasslıların yaşadığı hayal kırıklığı, ve daha da önemlisi, belli etmemeye çalışsa dahi, yavaş-yavaş yaptırımların olumsuz etkisini görmeye başlayan Rusya ekonomisi ve uluslararası toplumda yalnızlaşma hiç kuşkusuz, Kremlin’i düşündürüyor. Elbette, Putin ve son dönemde Ukrayna karşıtı retoriği “soykırım” suçlaması düzeyine ulaştıran Kremlin propagandacıları “güçlü”, “hükmeden”, “her şeyi başaran”, “dünyaya meydan okuyan” imajını sürdürmeyi, Putin’in yayılmacı politikasının en katı savunucularından olan Aleksandr Dugin’in önerdiği şekilde Ukrayna’ya müdahale etmeyi çok isterlerdi, ama reel politik “mağlupedilmez”i de manevralar yapmaya zorlaya biliyor. Putin’in Ukrayna tezkeresini iptal ettirmesi reel politik değerlendirmesiyle yapılan bir manevra. Poroşenko’nun barış planı Putin’e bu manevrayı gerçekleştirmesi için bir fırsat verdi. Fırsat bilinçli-planlı mı verildi, yoksa Putin mi onu fırsata dönüştürdü – bu artık ikinci dereceli soru… Şimdi gelelim “neden”den çok daha önemli olan soruya: Ne değişecek? Kesin cevap vermek zor. Ancak iyimser tahminde bulunmak da çok zor. Çünkü birincisi, her ne kadar önemli siyasi adım olarak görülse dahi, tezkerenin iptali sembolik bir karar. Federasyon Konseyi istenilen an 24 saatten bile kısa sürede toplanıp yeni bir tezkere çıkartabilir. İkincisi, 1 Mart tezkeresi iptal edilse dahi, bu, Devlet Başkanının Ukrayna’ya müdahale yetkisinden yoksun kalması anlamına gelmiyor. 2009 senesinde dönemin Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Federasyon Konseyinden sınır ötesi operasyonlar için süresiz yetki almış. Federasyon Konseyinin 16 Aralık 2009 tarihli kararına göre, Rusya Devlet Başkanının devletin ve Rusya vatandaşlarının çıkarlarını korumak için yurt dışında silahlı güç kullanma emri verme yetkisi bulunuyor. Bu yasa halen geçerli, çünkü Rusya Anayasası, Devlet Başkanına başka ülkelerde ordu kullanımı yetkisi veren kararların iptali için özel bir prosedür içermiyor. Yani yine o sonuca varıyoruz ki, Putin’in 1 Mart tezkeresini talep etmesi sadece gösteri amaçlıydı. Şimdi Ukrayna’daki büyük oyunun “diplomatik görüşme” aşamasına geçildiği için bu tezkere güncelliğini kaybetti, ama Putin’in istenilen an Ukrayna’ya müdahale için yetkisi bulunuyor. Evet, 2009 senesindeki yasa parlamentonun onayının almanın mümkün olmadığı fors-majör durumları için geçerli, ama Ukrayna’ya müdahale niyeti olursa, “fors majör” durumunu oluşturmak Kremlin için çok da zor değil… 1 Mart tezkeresi de, sınırdaki 40 binlik ordu da, yapılan tatbikatlar da, her gün Rusya televizyonlarında yayınlanan “savaş hazırlığı” görüntüleri de Rusya’nın Ukrayna’da Kiev’i çok uzun süre meşgul edecek, söndürülmesi çok uzun zaman ve çok “kelle” alacak bir gerilim ocağını tutuşturma operasyonunun psikolojik harekat kısmına ait unsurlardı. Moskova, Ukrayna’nın doğusuna resmen müdahale etmek isteseydi, bunu Kiev’in şimdikinden çok daha zayıf olduğu günlerde, mesela, 11 Mayıs’taki sözde referandumdan önce veya sonra yapardı. Rusya’nın amacı resmen ilan edilmiş savaş değildi, Ukrayna’yı uzun vadeli istikrarsızlığa sürüklemekti ve Ukrayna’nın doğusuna resmen asker sokmadan müdahaleyi gerçekleştirerek bu amacına ulaştı. 1 Mart tezkeresinin şu an Ukrayna sınırları içerisinde bulunan Rusya “gönüllüleri” ile her hangi bir ilgisi yoktu. Tezkerenin iptali İgor Girkin’in Slavyansk’tan, Aleksandr Boroday’ın Donetsk’ten çekilmesi, ayrılıkçıların “çöplükten bulduğu” Rus tanklarının, zırhlı personel araçlarının Donbass’tan çıkması, “gönüllü” Rusya vatandaşlarının elini-kolunu sallayarak evlerine dönmesi anlamına gelmiyor. Özetle, Kremlin’in Ukrayna’da düzenin sağlanmasını istediğini iddia etmek için tezkerenin iptali ciddi ve güçlü argüman değil. Kremlin Ukrayna’yı zorla kontrol altında tutma stratejisinden vazgeçmediği, sınırları tamamen kapatıp Donbass’daki ayrılıkçılara silah akışını ve “gönüllü” yardımını durdurmadığı sürece, Donbass’taki yangının sönmesi çok zor… TRT Avaz'ın fotoğrafı. TRT Avaz'ın fotoğrafı. TRT Avaz'ın fotoğrafı. Beğen Karabüklü Rümeysa 2,13'lük boyuyla Guiness Rekorlar Kitabına Adını Yazdırdı TRT Avaz 3 saat · Karabüklü Rümeysa 2,13'lük boyuyla Guiness Rekorlar Kitabına Adını Yazdırdı Karabük'te 17 yaşındaki Weaver sendromu hastası Rümeysa Gelgi, 2,13 metrelik boyuyla dünya rekoru kırdı. Gelgi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Weaver sendromunun Türkiye'de ilk kendisinde görüldüğünü savunarak, ciddi sağlık problemleri yaşadığını söyledi. "2012 yılında boyumun uzunluğu nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurmaya karar verdim" diyen Gelgi, "Birkaç ay sonra kendilerinden cevap aldım. Beni 2013 yılında Türkiye Hakemi ve Sorumlusu Şeyda Subaşı Gemici'ye yönlendirdiler. Kendisi evime gelerek boy ölçümü yaptı. Daha sonra ölçümleri Londra'ya gönderdiler. Bir ay sonra rekorumun onaylandığını haber verdiler. Dünyanın 18 yaş altı en uzun boylu genç kızı olarak tescillendim" şeklinde konuştu. Gelgi, destek olmadan ayağa kalkamadığını ve yürüyemediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küçükken korkanlar oluyordu. Bana insan değilmişim gibi bakanlar çok oldu. Büyüyüp bu durumu anlamaya başladığımdan beri pek aldırmıyorum. Bağımsız yürümeme engel olması benim için en büyük zorluk. Evde eğitime devam ettim, ilkokulu evde bitirdim. Liseye gidiyorum, şu anda boyumun uzaması durdu. Doğduğumdan itibaren takip altındayım. 6 yaşıma geldiğimde ilaç tedavisi uyguladılar. Üç yıl boyunca bazı ilaçlar kullandım, boyum çok hızlı uzatıldı. Bu üç yılın sonunda boyumun uzaması durmaya başladı. Tedavim bittiğinde 2,2 metre civarındaydım. Boyum o yıllardan sonra uzamaya devam etti ama geçen yıl skolyoz ameliyatı oldum. Ondan sonra boyum 7 santimetre daha uzadı. Şu an artık uzamıyorum." Vücuduna bir metreye yakın platin konuldu Baba Haydar Gelgi de kızının ameliyat edilmeye karar verdiğine dikkati çekerek, omurgasının "S" harfi şeklinde olduğunu anlattı. Gelgi, sözlerini şöyle tamamladı: "Ameliyatın ardından stres ve sıkıntılar oldu. Yeni yürümeye başladı. Doktorlar, 'gün geçtikçe toparlayacak' dediler. Dünyada ilk kez yapılan skolyoz ameliyatında vücuduna bir metreye yakın platin konuldu. Ameliyattan önce yüzüstü yatıyordu. Artık sırtüstü yatabiliyor, en önemlisi oturabiliyor. Daha iyi olacağına inanıyoruz." Guinness Rekorlar Kitabı Türkiye Temsilcisi ve Hakemi Şeyda Subaşı Gemici de yaptığı açıklamada, Gelgi'ye 9 Temmuz'da sertifikasının verileceğini söyledi. Karabüklü Rümeysa 2,13'lük boyuyla Guiness Rekorlar Kitabına Adını Yazdırdı Karabük'te 17 yaşındaki Weaver sendromu hastası Rümeysa Gelgi, 2,13 metrelik boyuyla dünya rekoru kırdı. Gelgi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Weaver sendromunun Türkiye'de ilk kendisinde görüldüğünü savunarak, ciddi sağlık problemleri yaşadığını söyledi. "2012 yılında boyumun uzunluğu nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurmaya karar verdim" diyen Gelgi, "Birkaç ay sonra kendilerinden cevap aldım. Beni 2013 yılında Türkiye Hakemi ve Sorumlusu Şeyda Subaşı Gemici'ye yönlendirdiler. Kendisi evime gelerek boy ölçümü yaptı. Daha sonra ölçümleri Londra'ya gönderdiler. Bir ay sonra rekorumun onaylandığını haber verdiler. Dünyanın 18 yaş altı en uzun boylu genç kızı olarak tescillendim" şeklinde konuştu. Gelgi, destek olmadan ayağa kalkamadığını ve yürüyemediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küçükken korkanlar oluyordu. Bana insan değilmişim gibi bakanlar çok oldu. Büyüyüp bu durumu anlamaya başladığımdan beri pek aldırmıyorum. Bağımsız yürümeme engel olması benim için en büyük zorluk. Evde eğitime devam ettim, ilkokulu evde bitirdim. Liseye gidiyorum, şu anda boyumun uzaması durdu. Doğduğumdan itibaren takip altındayım. 6 yaşıma geldiğimde ilaç tedavisi uyguladılar. Üç yıl boyunca bazı ilaçlar kullandım, boyum çok hızlı uzatıldı. Bu üç yılın sonunda boyumun uzaması durmaya başladı. Tedavim bittiğinde 2,2 metre civarındaydım. Boyum o yıllardan sonra uzamaya devam etti ama geçen yıl skolyoz ameliyatı oldum. Ondan sonra boyum 7 santimetre daha uzadı. Şu an artık uzamıyorum." Vücuduna bir metreye yakın platin konuldu Baba Haydar Gelgi de kızının ameliyat edilmeye karar verdiğine dikkati çekerek, omurgasının "S" harfi şeklinde olduğunu anlattı. Gelgi, sözlerini şöyle tamamladı: "Ameliyatın ardından stres ve sıkıntılar oldu. Yeni yürümeye başladı. Doktorlar, 'gün geçtikçe toparlayacak' dediler. Dünyada ilk kez yapılan skolyoz ameliyatında vücuduna bir metreye yakın platin konuldu. Ameliyattan önce yüzüstü yatıyordu. Artık sırtüstü yatabiliyor, en önemlisi oturabiliyor. Daha iyi olacağına inanıyoruz." Guinness Rekorlar Kitabı Türkiye Temsilcisi ve Hakemi Şeyda Subaşı Gemici de yaptığı açıklamada, Gelgi'ye 9 Temmuz'da sertifikasının verileceğini söyledi. Beğen Başkent Ankara'da bugün elektrik kesintisi yapılacak. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. yaptığı bir açıklama ile Başkent Ankara'da elektrik kesintisi yapılacak yerleri ve saatlerini açıkladı. Ankara'da bu ilçelerde elektrik kesintisi var. Başkent Ankara'da bugün elektrik kesintisi yapılacak. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. yaptığı bir açıklama ile Başkent Ankara'da elektrik kesintisi yapılacak yerleri ve saatlerini açıkladı. İşte Ankara'da 6 Haziran 2014 Cuma günü elektrik kesintisi yapılacak yerler ve saatleri. 06.06.2014 Tarihinde Enerji Verilemeyecek Yerler Ankara İli Akyurt İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Bakım Çalışması Nedeniyle Yeşiltepe Mahallesieliaçık-Eken-Aydın-Elveren-Ezgi-Elti-Efsane-Elibol-Erdem-Ayça-Efendi-Elif-Emin-Şehit Ömer Öztürk-Mehmet Özal-Enfes-Ertaş-Efes-Çubuk-Seğmenler-Sevilay-Sarmaşık-Ezine-Eylül-Esenyel-Emniyet-Eda-Atlas-Soytürk-Ekin-Ergazi-Ebedi-Uluçay-Sezgin-Serçe-Samur-Eğitim-Esnaf-Esentepe-Erişen-Ergenekon-Ereğli-Eren-Emsal-Elçi-Elagöz-Ebru-Ayvalı-Atik-Alperen Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Çubuk İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Bakım Çalışması Nedeniyle Yıldırımevci Mahallesi Yıldırım Aydoğan Mahallesi Yaylak Mahallesi Uluağaç Mahallesi Nusratlar Mahallesi Kuruçay Mahallesi Kızılören Mahallesi Kışlacık Mahallesi Karaçam Mahallesi Durhasan Mahallesi Çatokcular Mahallesi Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Haymana İlçesine 10:00 - 15:00 Saatleri Arasında Bakım Çalışması Nedeniyle Dereköy Köyü Sokak/Sokaklarına, Afet Evlerine Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Mamak İlçesine 09:00 - 16:00 Saatleri Arasında Tesis Çalışması Nedeniyle Yeşilbayır Mahallesi1767/1-1784-1804-1801-1798-1783-1781-1768-1764/3-1787-1803-1797-1796-1779/6-1772-1769-1756-1805-1800-1799-1787/1-1786-1785-1780-1779/3-1779-1778-1777/1-1777-1767-1766-1765-1764/1-1764-1757-Şehit Fahrettin Poyraz-Şehit Ali İhsan Okatan-Sağduyu- Yeni Bayındırşehit Bayram Tekin- Küçük Kayaşşehit Ali İhsan Okatan-1842/1-1851-1846-1842/2-Şehit Hanifi Mutlu-1838-1844-1847-1767/1-1850-1832-1842/3-1857 Sokaklarına enerji verilemeyecektir. Ankara İli Güdül İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Tesis Çalışması Nedeniyle Meyvabükü Köyü Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Kazan İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Tesis Çalışması Nedeniyle Satıkadın Mahallesi şehit Yusuf Alptekin-Nergiz-Mevlana-Fevzi Çakmak-Divan-Abdulkadir Cemil Kırımlıoğlu-Benhur-Dr.Sadık Ahmet-Tamirciler Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Çamlıdere İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Tesis Çalışması Nedeniyle Peçenek Bucak Peçenek B.M Köyü Bakırlı Mahallesi Sokak/Sokaklarına, Peçenek Bucak Dağkuzören Köyü Ahmetler Mahallesi Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. Ankara İli Gölbaşı İlçesine 09:00 - 14:00 Saatleri Arasında Bakım Çalışması Nedeniyle Gökçehüyük Mahallesimillet-Rumeli-Ankara-Atatürk-1682-1684-1680-1681-1686-1685-1683-Cumhuriyet-Kırım-Kafkasya Sokak/Sokaklarına Enerji Verilemeyecektir. KAYNAK : http://www.06cedmuho.blogspot.com ,http://www.ankarahaber.com Bulgaristan krizin eşiğinde Bulgaristan'da 27 Kasım veya 4 Aralık'ta erken seçim yapılabilir. 05 Haziran 2014 Perşembe 14:36 Bulgaristan'da 25 Mayıs'ta yapılan Avrupa Parlamento (AP) seçimlerinden sonra erken seçim konusu yeniden gündeme geldi. İktidardaki koalisyonun ortağı olan, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) lideri Lütvi Mestan, ülkenin yıl sonuna dek erken parlamento seçimlerine gitmesini talep etti. Lütvi Mestan, erken seçim talebine ilişkin duyurusunu yapmadan önce koalisyon ortağı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) lideri Sergey Stanişev ve Başbakan Plamen Oreşarski ile görüştü. AP’ye 4 milletvekili yollayarak büyük başarı kaydeden HÖH lideri Lütvi Mestan, bu başarısını gerekçe göstererek, "Umarım mesajımız yeteri kadar net anlaşılır" dedi. Mestan, son bir yıldır iktidarda bulunan Plamen Oreşarski hükümetinin normal çalışma dönemini tamamlayabilecek kapasitede olmadığını savunarak, "Oreşarski’nin görevini tamamlaması olanaksız görünüyor. Bu durum istikrarsızlığa yol açar" diye konuştu. Lütvi Mestan, hükümetin eylülde istifa ederek görevini bir teknokratlar hükümetine devretmesinin ardından 27 Kasım veya 4 Aralık'ta erken seçime gidilebileceğini söyledi. Ülkede ikinci büyük siyasi güç olarak gösterilen BSP ise AP seçiminde uğradığı oy kaybının ardından HÖH'nin erken seçim çağrısını panikle karşıladı. AP’ye beklentiden daha az olarak 4 milletvekili yollayabilen BSP, erken seçimden çekiniyor. Parti içi muhalefeti BSP lideri Sergey Stanişev’in istifasını talep ediyor. Stanişev, istifayı kabul etmiyor. Başbakan Plamen Oreşarski ise BSP ve HÖH’nin desteğine dayalı hükümetinin istifasını cebinde taşıdığını, destek kaybı hissettiğinde derhal istifa edeceğini bildirmişti. Müslüman azınlık eşitsizlikle karşı karşıya Hindistan'da Müslüman azınlığın eşitsizliklerle karşı karşıya olduğu bildirildi. 05 Haziran 2014 Perşembe 15:16 Ülkede kısa bir süre önce yapılan genel seçimler sırasında başlıca tartışma konularından biri olan “azınlık hakları” meselesinde, büyük ölçüde Müslümanlara odaklanılırken, “Batı Bengal’de Müslümanların Statüsü” başlıklı araştırma raporu, eyalette Müslüman azınlığın durumunun pek de iç açıcı olmadığını gösterdi. Düşünce kuruluşları Association SNAP ve Guidance Guild’in, Batı Bengal eyaletinde 100 bin haneyle yaptığı, Müslüman topluluk içindeki farklılıkların da incelendiği araştırmanın raporunda, “bu hanelerin yaklaşık yüzde 65’inde düşük gelirli ailelerin yaşadığı, istikrarlı bir yaşam biçiminin var olmadığının” gözlendiği belirtildi. Düşük gelirli hanelerin neredeyse yarısında, geçici işçi olarak çalışanların yaşadığı, Müslümanların eğitim seviyesinin de “iç karartıcı” olduğu görüldü. Hanelerin yüzde 17’sinden fazlasında okur yazar yetişkin bulunmadığı, yarısından fazlasında ilkokuldan sonra öğrenim görmeye devam eden olmadığı gözlendi. Öte yandan Müslümanlarla ilgili yaygın inanışları yalanlayan rapora göre, eyalette Müslümanların çocukları sadece dini okullara gitmiyor, kızlar ortaokula ve liseye kaydediliyor ve Müslümanlar modern sağlık hizmetlerini kullanıyor. Rapor ayrıca, kırsal kesimde yaşayan Müslümanların yüzde 90’ından fazlasının Bengalce konuştuğunu, sadece çok küçük bir bölümünün ana dilinin Urduca olduğunu ortaya koydu. Batı Bengal’de Hindularla Müslümanların birçok bölgede bir arada eşit oranlarda yaşadığı, azınlık mahalleleri kurulmadığına da dikkat çekildi. 2001 yılı verilerine göre, Batı Bengal’de nüfusun dörtte birini Müslümanlar oluşturuyor. Doç. Dr. Celalettin Özdemir öldürüldü Özdemir'in odasında bıçaklanarak öldürüldüğü öğrenildi. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ölü bulunmasının ardından yapılan incelemede boğazında ve vücudunda bıçak darbelerine rastlandığı öğrenildi. Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in cesedinin bulunmasının ardından polis ve Cumhuriyet savcısının olay yerindeki incelemeleri sona erdi. Özdemir'in bıçaklanarak öldürüldüğü bildirildi. Boğazında ve vücudunda bıçak darbelerine rastlanılan Özdemir'in cenazesi otopsi için Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi morguna kaldırıldı. Bu sırada bazı öğrenciler gözyaşlarına hakim olamadı. Olayın, Özdemir'in dekanlık binasındaki odasından koku gelmesi üzerine ortaya çıktığı öğrenildi. SÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in Mühendislik Fakültesi dekanlık binasındaki odasında cesedi bulunmuştu. Ekonomi Haberleri Samsung'un 9 telefonu birden yasaklanabilir! 3 bin lira maaşla çoban bulamıyor Altın değerindeki pancarın kilosu 100 TL 2 bin liraya çalıştıracak eleman bulamıyorlar Ünlü bebek mamasında GDO İddiası Çok önemli değişiklikler geliyor Kredili konut satışında büyük düşüş! Bakan Şimşek'ten taşeron işçiye müjde! Yem kralının kayıp kaçak zaferi Hızlı trene 200 kez sabotaj Tatile çıkacaklar dikkat! Mutlaka okuyun Taşerona düzenleme yolda Ebru Gündeş, Reza Zarrab'ı 7'ye katladı 'Sen dalga mı geçiyorsun! ' http://06cedmuho.blogspot.com/2014/05/sevdamin-karasularinda.html İlk kazma vuruluyor! Dünyanın korkulu rüyası haline gelen Türkiye'nin dev projesinde ilk kazma bir ay içinde vurulacak. Güncelleme:24 Mayıs 2014 10:28 Türkiye'yi havacılık sektöründe bir üst lige taşıyacak olan 3. havalimanı için yer temini anlaşması yapıldı. Yasaya göre ihaleyi alan firma olan İGA?Havalimanı A.Ş'nin bir ay içinde temel atması gerekiyor. Havalimanı inşaatı 3 etapta yapılacak. Dünyanın en büyük havalimanı olma özelliğini taşıyacak olan üçüncü havalimanında inşaat başlıyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve İGA Havalimanı İşletme AŞ arasında yapılan anlaşma ile yer temini sağlandı. Dünyanın korkulu rüyası haline gelen ve Türkiye'yi havacılık sektöründe bir üst lige taşıyacak olan üçüncü havalimanında temel atılıyor. Günlerdir tartışılan 'üçüncü havalimanı ne zaman başlayacak' sorusuna son noktayı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı koydu. Geçtiğimiz günlerde DHMİ ile İGA Havalimanı İşletme arasında yapılan anlaşma ile yer temini de sağlandı. Yasalara göre yer temini sağlandıktan sonra ihaleyi alan firmanın en geç bir ay içinde temel atması gerekiyor. Uçuşlar 42 ay sonra Toplamda 26 milyar 142 milyon Euro'luk rekor rakama mal olacak olan havalimanı yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli birbirinden bağımsız altı pistli olacak ve inşaatı üç etaptan oluşacak. Birinci etabın en geç 42 ay sonra hizmete girmesi bekleniyor. Bu etapta iki adet bağımsız paralel pist, bir adet cross pist, üç adet paralel taksirut, yüksek hız ve bağlantı taksirutları, apron, terminal binası, hava trafik, haberleşme ve meteoroloji sistemleri, diğer hizmet binaları ve sistemler yapılacak. İkinci etapta Akpınar yerleşimi tarafına bir adet bağımsız pist, bir adet paralel taksirut ve üçüncü etap inşaatlarda da Tayakadın-Yeniköy tarafına bir adet bağımsız pist, bir adet paralel taksirut, mevcut yerleşkenin güneyine bir adet cross pist, bir adet paralel taksirut yapılacak. T.C. CEVRE ve SEHIRCILIK BAKANLIGI - HABERLER Erzincan İli, Merkez İlçesi, Demirkent Beldesindeki Hak Sahiplerine Önemle Duyurulur ‎04 ‎Haziran ‎2014 ‎Dün, ‏‎11:28:18 Erzincan İli, Merkez İlçesi, Demirkent Beldesindeki Hak Sahiplerine Önemle Duyurulur... Plan İşlem Numarası Verilmesine İlişkin 2013/41 Sayılı Genelgemiz Yayınlanmıştır ‎04 ‎Haziran ‎2014 ‎Dün, ‏‎11:28:18 Plan İşlem Numarası verilmesine 2013/41 sayılı genelgemiz gereği 1 Haziran 2014 tarihinde başlanmıştır.... kaynak: http://www.csb.gov.tr Yıllık izninizi 4 gün artırmanın yolu! Yaz yaklaşıyor, çalışanlar izin planlarını yapıyor. Ancak bilmediğiniz ya da atladığınız iki hakkınız var. Birincisi izninizi 4 güne kadar artırabilir, ikincisinde cebinize peşin para koyabilirsiniz. Sabah Gazetesi Yazarı Faruk Erdem, yaklaşan yaz ayları öncesi izin konusunda çok bilinmeyen bazı konuları yazdı. İşte o yazı: Önce izinlerle ilgili bilgi verip, sonra 2 önemli hakkınızı anlatacağım. 'YANMA' YOK, PARA VAR Ücretli izinden işçi feragat edemez, işveren de "Kullanamazsın" diyemez. Yıllık izne hak kazanmak için deneme süresi dahil en az 1 yıllık kıdem aranıyor. 5 yıla kadar 14 gün izin kullanılıyor. Bu süre kıdeme göre artıyor. 18 yaş ve altındaki çalışanlarla 50 ve üstü yaştaki çalışanların izin günleri, kıdemleri ne olursa olsun 20 günden az olamıyor. İzinler 10 günden az olmamak kaydıyla en çok 3'e bölünebiliyor. Ayrıca izne denk gelen resmi tatil ve haftalık izinler de bu sürelere ekleniyor. Yani 14 gün izni olan bir kişi, 2 pazar günü de bu sürede geçerse 16 gün izin kullanıyor. Bazı işyerlerinde izinlerin tamamı kullandırılamıyor. İşin gereği olarak bu zorunluluk doğuyor. Öncelikli olarak izinlerin tamamının kullandırılması yolu aranmalı. Buna imkân olmadığında ise bu sürelerin yanması diye bir şey söz konusu değil. Çalışan işten ayrılırken kullanılmayan izinlerin parası o dönemki ücrete göre ödeniyor. İSTEYEN KULLANIR Gelelim çok bilinmeyen yol iznine... "İzinlerinizi 4 gün artırabilirsiniz" demiştik. Yıllık izninde işyerinin kurulu bulunduğu il sınırları dışına çıkan çalışana, talebi halinde 4 güne kadar yol izni verilir. Buradaki tek fark, bu yol izninin ücretsiz olmasıdır. Yani maaşınızdan düşülür. Dikkat edilecek husus, il dışında olduğunuzu belgelemeniz gerekir. Yol izni alıp şehir dışına çıkmazsanız işverene tazminatsız atma hakkı geçer. Ayrıca yasalar çalışanın izne parasız gitmesini de önlüyor. Bunun için de izne giden çalışana bu süre içinde hak ettiği ücret ve benzer haklarının peşin ya da avans olarak ödenmesini zorunlu kılıyor. İzne çıkacağınız tarihleri belirleme yetkisi çoğunlukla işverende oluyor. Ama bu durum tamamen karşılıklı anlayış ve mutabakatla yürütülmeli. MEMURLARDA FARKLI Devlet memurlarından hizmeti 1 yıldan 10 yıla kadar (10 yıl dahil) olanlara 20 gün, hizmeti 10 yıldan fazla olanlara ise 30 gün süre ile yıllık izin kullanabilme hakkı tanınıyor. Birbirini izleyen 2 yılın izni bir arada verilebiliyor. Bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşüyor. Öğretmenler yaz ve dinlenme tatillerinde izinli sayılıyor. Ayrıca yıllık izin verilmiyor. Doğu Akdeniz gazında en kârlı yol Türkiye . Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, ekonomik açıdan bakıldığında İsrail ve Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarının ihraç edilmesinin en mantıklı yolunun Türkiye olduğunu belirtti. "İsrail için baktığımız zaman Türkiye hattı ile diğer hatları kıyasladığımız zaman Türkiye hattından enerjinin taşınması diğerlerine göre yedi misli daha ucuz” dedi. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının daha düşük maliyetle uluslararası enerji pazarlarına iletilmesinin satıcıların karını da artıracağını dile getiren Birol, bölgede politik içerikli sorunların çözüme kavuşturulması halinde Türkiye’nin bölgenin enerji transferini sağlama konusunda büyük rol oynayabileceğini vurguladı. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin bir kez daha enerji arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gündeme getirdiğini vurgulayan Birol, “Enerji arz güvenliği Avrupa için ne kadar önemli olursa Türkiye’nin önemi de o kadar artacak. Türkiye’nin var olan önemi Avrupalılar tarafından daha iyi anlaşılacak. Türkiye’nin Hazar'dan olsun, Irak’tan olsun belki ilerde İran’dan olsun enerjiyi Avrupa’ya getirebilecek en güvenilir kaynaklardan ve hatlardan biri olduğunun altı bir kez daha çizildi” diye konuştu. Irak’ın zengin enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara ulaştırılması konusunda merkezi hükümetle bölgesel yönetim arasındaki anlaşmazlığın ciddi bir sorun olduğunu belirten Birol, sorunların çözülmesinin en çok Türkiye’ye fayda sağlayacağını ifade etti. Birol, şöyle devam etti: “Irak’ta petrol üretiminin ciddi olarak hem kuzeyde hem güneyde, hem merkezde artması son derece kolay. Çünkü Irak’ta petrolün üretim maliyeti 5 doların altındayken, ABD’de bu maliyet 80 dolar civarında. Rusya’da 75 dolar civarında... Bu bakımdan Irak’ın son derece ekonomik ve zengin rezervleri var. Şu anda Irak’taki en büyük sorun Bağdat’la Erbil arasındaki sorunların çözülememiş olması. Bu sorunlar çözüldüğü zaman Irak bir bütün olarak dünyaya ciddi anlamda petrol ve doğalgaz sevk edebilir. Burada da Türkiye son derece önemli rol oynayabilir.” Türkiye’nin Irak’taki sorunların çözülmesinden en çok faydalanacak ülkelerin başında geldiğini kaydeden Birol, "Irak’ta yeni hükümet kurulduktan sonra umuyorum, bu hükümetin yapacağı ilk işlerden biri Bağdat-Erbil arasındaki sorunlara çözüm bulmaktır. Çünkü bu ortamda Irak’ta kazan-kazandan ziyade bir kaybet-kaybet durumu var. Bu kimsenin işine gelmeyen bir durum” dedi. Çin'deki en büyük Türk projesi açıldı Çin'in kuzeyinde, bu ülkedeki en büyük Türk yatırımı olan "Star Mall" adlı AVM'nin açılış töreni yapıldı. Güncelleme:24 Mayıs 2014 11:31 Liaoning eyaletinin başkenti Şınyang'da 300 milyon dolarlık dev yatırım ile Çin'deki en büyük Türk projesi olan FIBA Holding bünyesindeki Star Mall adlı alışveriş merkezinin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin'in yanı sıra, bölgedeki yerel yetkililerle Türk ve yabancı misyon temsilcileri katıldı. Açılış konuşmalarının ardından sahne şovları ve performanslar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Törenin ardından yetkililer, davetlilere AVM'yi gezdirerek bilgi verdi. -20 ülkeden 100'ü aşkın global marka Yapımına 2009'da başlanan ve 2012 yılında tamamlanan AVM, 325 bin metrekarelik alana kuruluyor. 20 ülkeden 100'ü aşkın global markayı bünyesinde barındıran Star Mall, güneş ışığı alan cam tavan tasarımı ile ziyaretçilerine farklı bir alışveriş deneyimi sunuyor. Ayda ortalama bir milyon kişinin ziyaret etmesi beklenen AVM, kentin kalbi konumundaki Tieşi bölgesinde diğer global süpermarket ve alışveriş merkezlerinin arasında yer alıyor. Lüks giyim markaları, küresel gıda zincirleri, sinema salonları ve diğer eğlence imkanları ile donatılan alışveriş merkezi, bu ülkede açılan ilk Türk alışveriş merkezi ve en büyük Türk yatırımı olma özelliğini kazandı. Çin'deki en büyük Türk yatırımları arasında Star Mall'un yanı sıra Türk Hava Yolları, Aksa ve Beko da bulunuyor. KAYNAK: https://muhittinciftci.blogspot.com/ https://www.edebiyatdefteri.com/resim/ekitap/edebiyatdefteri_com_siir_185188.pdf 06cedmuho.tr.ggİ 2014, TÜRKİYE,ANKARA , Tüm hakları saklıdır.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol